Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki sıcak illerde hayvancılıkla geçimlerini sağlayan göçerler, yaz döneminde yaklaşık 300 bin küçükbaş hayvanla Bitlis yaylalarında konaklıyor.
Bölgede huzur ve güven ortamının sağlanmasıyla yasaklı yaylaların da kullanıma açılması, bölgede hayvancılık faaliyetlerini canlandırıyor.
Yazın kavurucu sıcakların etkili olduğu Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Siirt ve Batman gibi illerdeki göçerler, ilkbaharda Bitlis’e gelerek Nemrut Dağı eteklerindeki yaylalara çadırlarını kuruyor.
Bölgedeki serin ve verimli yaylalarda yaz boyunca konaklayan göçerler, hayvanlardan elde ettikleri sütle yaptıkları yoğurt, tereyağı ve peyniri satarak kış hazırlığı yapıyor.
Yaylada doğayla iç içe zaman geçiren, hayvanlarının bakımını yapan göçerler, havanın soğumaya başlamasıyla memleketlerine dönmek için günlerce sürecek göç yolculuğuna çıkıyor.
“Bütün yaylalarımızda huzur ve güven var”
Tarım ve Orman İl Müdürü Rıfat Çelik, temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan Bitlis’in hayvancılık anlamında yaylak bir kent olduğunu söyledi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki illerde üreme dönemleri kısa olan bitkilerin erken tükendiğini belirten Çelik, şöyle konuştu:
“Orada mera ve yaylalarda hayvanlarını otlatamayan hayvan sahipleri vakti geldiğinde sürüleriyle ilimize göç ediyor. Bitlis göçer hayvancılığın yapıldığı merkez illerden biri. 1 milyon 400 bin dekardan fazla mera alanımız mevcut. Bu yıl yağışların da etkisiyle mera ve yaylalarımızda ot verimi çok güzel. Yaklaşık 300 bin küçükbaş hayvanın ilimize göç ettiğini tahmin ediyoruz. İzin alarak gelen göçerleri yayla ve meralarımızda konaklatıyoruz. İzinsiz gelenleri de eğer meralarımız dolu ise çevre illerin mera alanlarına intikal ettiriyoruz.”
Bitlis’teki mera ve çayırların yılda 2 milyon civarında küçükbaş hayvan otlatma kapasitesine sahip olduğunu kaydeden Çelik, kentte 812 bin civarında küçükbaş, yaklaşık 90 bin de büyükbaş hayvanın bulunduğu bilgisini verdi.
Kentteki mevcut hayvanların meralarda yılda 5-6 ay otlatıldığını, geri kalan çayır ve meraların atıl durumda olduğunu belirten Çelik, şöyle devam etti:
“İlimizin bu kaynağının heba olmaması için göçer hayvancılığı destekliyoruz, teşvik ediyoruz ve yardımcı oluyoruz. Yayla ve meralarımızda elde edilen sütler, il ve ilçe merkezlerine getirilerek Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Projesi kapsamında kurduğumuz tesislerde işleniyor. Burada yılda üretilen 6-7 bin ton civarında tulum peyniri ülkemizin her yerine pazarlanıyor. Göçer hayvancılık, atıl çayır ve meraların kullanılmasında, çoban temininde, sütün sağımından peynire dönüştürülerek sunulmasına kadar birçok alanda ilimize katma değer katıyor.”
Bitlis’te bütün köy ve mahallelerinde hayvanların otlatıldığını ifade eden Çelik, şunları aktardı:
“Birkaç yıl öncesine kadar güvenlik nedeniyle kapalı yaylalarımız vardı ama devletimiz terör belasını defetti. Şu anda bütün yaylalarımızda huzur ve güven var. Bütün yaylalarımız kullanıma açık. İl Mera Komisyonu kararıyla mayıstan itibaren otlatmaya açtığımız bu alanları kasıma kadar göçerlerin kullanımına sunmaktayız. Her tarafı dolu dolu kullanıyoruz.”
“23 yıldır Bitlis’e geliyoruz”
Batman’dan gelen göçerlerden Mustafa Genç, Bitlis’in yaylalarının verimli, havasının da temiz olduğunu söyledi.
Hayvancılığın tek geçim kaynakları olduğunu dile getiren Genç, “23 yıldır Bitlis’e geliyoruz. Burası bize yakın ve verimli. O yüzden burayı tercih ediyoruz. Hayvanlarımızın bakımını yapıyoruz. Elde ettiğimiz sütle ürünler yapıp satıyoruz. 5-6 ay burada kaldıktan sonra tekrar Batman’a gideceğiz.” diye konuştu.
Batmanlı Ömer Genç de yazın küçükbaş hayvan sürülerini otlamak için Bitlis’i tercih ettiklerini, havaların soğumaya başlamasıyla dönüş yolculuğuna çıkacaklarını anlattı.