Doğuştan gelen kalp anomalisinden 47 yaşında kurtuldu

Çocukluğunda sıkça akciğer enfeksiyonu geçiren ve hastaneye gittiğinde bronşit, zatürre ve verem gibi birçok teşhis alan Dilek Cömert, zamanla nefes darlığı sorunları yaşamaya başladı. Günlük yaşamında hızla yorulan ve hareket ederken sıkça dinlenme ihtiyacı hisseden Cömert, birçok hastaneye başvurdu. 2006-2007 yıllarında, bir akciğer enfeksiyonu sonrası çekilen MR tetkikinde scimitar sendromu adı verilen nadir bir kalp anomalisi teşhisi kondu. O dönemde henüz 1 yaşında bir çocuğu olan Cömert, tedavi sürecini ertelemek zorunda kaldı. Ara ara sağlık kontrollerine gitmesine rağmen, Nadiren görülen bu hastalığın ameliyatının riskli olduğu bilgisiyle karşılaştı. Ancak, sık sık nefes darlığı hissetmesi üzerine yeniden hastaneye başvurdu, fakat burada da çeşitli sebeplerle ameliyat olamadı. Cömert, bunun üzerine sağlığının kaybolduğunu düşünmeye başladı. Gittiği kardiyoloji doktoru ona, Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal’i önerdi. Prof. Dr. Bilal, Cömert’i muayene ederek ameliyat edebileceğini söyledi. Bu haberle birlikte Cömert, büyük bir sevinç yaşadı ve ameliyatı kabul etti. Minimal invaziv (kapalı yöntem) ile yapılan operasyonla birlikte, Cömert yaklaşık üç saatlik bir ameliyatın ardından sağlık sorunlarını geride bıraktı.

Yerel bir kamu kurumunda proje asistanı olarak görev yapan Dilek Cömert (47), “Normalde oldukça enerjik biriyim. Küçüklüğümde sürekli akciğer enfeksiyonu geçiriyordum. Her seferinde bronşit, zatürre, verem gibi farklı teşhisler alıyordum. Hamilelik dönemimde de bazı sağlık sorunları yaşadım. Doktorum, ‘Senin kalbinle ilgili bir sorunun olabilir, bunu kontrol ettir’ demişti. O dönemde bunun benimle ilgili olduğunu düşünmemiştim. Oğlum doğduktan sonra akciğer enfeksiyonu geçirdim ve hastaneye yattım. Devlet hastanesinde bir doktor, akciğer filmime bakarak, ‘Akciğerlerinde bir sorun var, kalbinin sağ tarafında büyüme var, ileri tetkik yaptırmalısın’ dedi. Bu olay sonrasında anjiyo oldum. 2006-2007 yıllarında yapılan MR tetkikimde scimitar sendromu teşhisi konuldu. Bu durumun doğuştan bir anomali olduğunu anladık. O dönemde çocuğum küçük olduğu için bir süre beklemek zorunda kaldım. Ancak aradan zaman geçtikten sonra nefes almakta zorlanmaya başladım. Artık iki adım atınca dinlenme ihtiyacı hissediyordum.” sözlerini kullandı.

Çabuk yorulmaya başladığında tekrar doktora gittiğini belirten Cömert, 2017 yılında bir devlet hastanesindeki doktorlarla ameliyat hakkında görüştüğünü, bu yaşta bir operasyonun riskli olabileceği yönünde cevaplar aldığını ifade etti.

Dilek Cömert, “Geçtiğimiz şubat ayında tekrar nefes darlığı yaşayınca, ‘bir şeyler yolunda gitmiyor’ dedim. Sürekli takibimde olan bir kardiyoloğum, beni Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal’a yönlendirdi. Dr. Bilal, tetkiklerimi inceledikten sonra ‘ben bu ameliyatı yaparım’ dedi. O an eşimle bakıştık, çok duygulandık. Gerçekten birisinin ‘ben bunu yaparım’ demesi çok güzel bir duyguydu. ‘Ciddi misiniz hocam?’ diye sordum. O da sakin bir şekilde ‘Evet’ diyerek ruhuma dokunmuş oldu. Daha önce bu tarz ameliyatlar yaptığını söyledi. Sonrasında her şey çok hızlı ilerledi; 21 Nisan’da hastaneye yattım, 22 Nisan’da ameliyat oldum. Yaşımda böyle bir ameliyat olan kimse yokmuş. Artık yaşamımı daha sağlıklı bir şekilde sürdürebileceğim için çok mutluyum.” ifadelerini kullandı.

Medicana Ataşehir Hastanesi’nde Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Direktörü Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal, hastalık hakkında şu bilgileri paylaştı:

“Dilek Hanım’ın hastalığının adı scimitar sendromudur. Bu sendrom, akciğerlerde temiz kanı kalbin sol kulakçığına taşıyan damarın doğuştan anomali ile kirli kan taşıyan damarlarla birleştiği bir durumdur. Bu damarın şekli radyografik görüntülerde eğri bir kılıcı andırır. Çok nadir görülen bir hastalıktır; 100 binde 1 görülme sıklığı söz konusudur. Özellikle bebeklerde şiddetli belirtiler gösteren bir biçimi vardır. Daha az semptom gösteren hastaların yaş ilerledikçe nefes darlığı ve sık sık akciğer enfeksiyonlarıyla karşılaştığını görüyoruz. Dilek Hanım’daki nefes darlığı durumunun ciddiyeti sonucunda, özellikle ameliyat olması gerektiği yönünde karar aldık ve ona ameliyat planladık.”

Prof. Dr. Bilal, hastalığın ameliyatı hakkında şunları aktardı: “Ameliyat iki farklı yöntemle yapılabilir. Klasik yöntem göğsü açarak, kalbe bağlanan makine ile kalbi durdurup damarı ayrıntılı bir şekilde düzeltmek üzerine kuruludur. Ancak burada 2013 yılında, kaburgalar arasından göğüs boşluğuna girilerek gerçekleştirilen bir teknik geliştirilmiştir. Bizim uyguladığımız minimal invaziv yöntem ise, küçücük bir insizyondan göğüs boşluğuna girerek, damarı ayrıştırmak ve onu suni bir greft ile kalbin sol kulakçığına birleştirmek üzerine kuruludur. Bu yöntemle, kalp durdurulmadan ameliyat gerçekleştirilmiştir. Ameliyat süreci yaklaşık iki buçuk üç saat sürdü. Dilek Hanım, ameliyat sonrası hemen yoğun bakıma alındı ve buradan normal şekilde taburcu oldu.”